17 Nisan 2008 Perşembe

Burcu Esmersoy

Röportajdan önce Burcu Esmersoy'a Sporx aracılığılıyla sorusunu ileten bir okur biraz da şaka yollu NTV yönetimini eleştirmiş ve "Burcu Esmersoy'u mu izleyelim yoksa haberleri mi dinleyelim. İkisini bir arada yapmamız mümkün değil" yorumunu getirmişti.

Gerçekten bu görüşe katılmamak elde değil. Böyle güzel bir kadını televizyondan izlemek bile insanda heyecan duygusu uyandırıyorsa bir de röportajı yapana sorun halini...

Son zamanlarda hep "gaf"larıyla anılan NTV Spikeri Burcu Esmersoy bunların bir komplo olduğunu, art niyet taşıdığını ve sebebini de bildiğini ama söylemek istemediğini açıkladı. En önemlisi Esmersoy, 'Beni yıldıramazlar' dedi.

Eski Türkiye 4. güzeli ve 1997 Miss International Yarışması'nda Miss Friendship seçilen, Ferrari Reklam Müdürü Massimo Cusimano ile olan evliliğiyle magazin dünyasında da gündem yaratan Burcu Esmersoy, Superspor editörü Ahmet Sivaslı'nın sorularını yanıtladı.

- Spikerliğe nasıl adım attınız?

Bundan 6 yıl önce CNN Türk'te reklam satış departmanına iş başvurusu için görüşmeye gittiğimde spor servisinin o zamanki müdürü İhsan Topaloğlu beni spiker yapmak istediğini iletmiş genel müdüre. Reklam satış departmanından cevap beklerken spor servisinden spikerlik teklifi geldi, ki o zaman hiç bayan spor spikeri yoktu. Benim aklımın köşesinden bile geçmezdi, bir de ben ekran karşısına çıkmak da istemiyordum hiç. 'Hayır' dedim. 5 yıl spor servisinde editör olarak çalıştım ama beni ekran karşısına çıkarmak için çok uğraştılar. Ben de sürekli hayır diyordum. Bir gün diğer spiker arkadaşımız Barış Kuyucu'nun shift'inin olduğu gece beni bir şekilde ekranın karşısına geçirdiler. Ama iyi ki de geçirmişler. Şu an çok mutluyum.

"HINCAL ULUÇ'UN ASİSTANIYDIM"

- Hıncal Uluç'un da asistanlığını yapmışsınız bir dönem...

Hıncal Uluç'un asistanlığını da yaptım. Onun meşhur yardımcısı Yasemin'i vardır. Yasemin 6 aylık bir ara vermişti. Ben de ona yardımcı oldum. Hıncal Bey ile arkadaş gibi olduğumuz için yardım etmek maksadındaydım. Ben o dönem çalışmıyordum ve nefret ederim çalışmamaktan. Sadece ona yardım amacıyla onun yanında oldum.

- Eşinizle beraber İtalya'da yaşıyordunuz. Sonra geri döndünüz...

Biz evlendikten sonra Marinello diye bir kasabada yaşamaya başladık. Bildiğiniz köy yani... O köyde de Ferrari fabrikası var. İlk 2 ay çok güzel geçti ama 3. ayın sonuna doğru ben çok sıkılmaya başlamıştım. Allahtan o sırada yarışlar başladı. Eşim de "Ben yarışlarda gittiğim zaman sen İstanbul'da yaşarsın, yarış aralarında yanına gelirim" demişti. Bu da çok mantıklı gelmişti. Tam bunları konuşurken de Mehmet Ali Birand'dan telefon geldi. Birand, ana haber bülteninde haberleri beraber sunmamızı teklif etti. Ben de biraz mırın kırın ettim, eşime daha doyamadığım için. O da "Evet anlıyorum, daha yeni evlisin" dedi. Haftada sadece 4 gün çalışacaksın (pazartesi ve perşembe arası), bunun yanı sıra İtalya'ya gidiş dönüş masraflarını biz karşılayacağız gibi bir teklifle gelince bir anda gözlerim parladı. Olabilir mi acaba diye düşündüm. Ve telefonda anlaştık. Türkiye'ye geldiğimde ise işler değişmişti. Kanal D'nin haber müdürü değişmiş onun da başka fikirleri varmış. Tam da o sırada NTV Spor Müdürü Fuat Akdağ'dan teklif geldi. Şartlarımı söyledim. Konularda, şartlarda anlaştık ve NTV'de başladım.

"EŞİM BENİM İÇİN KARİYERİNİ DEĞİŞTİRDİ"

- Peki ne kadar böyle sürecek? Şu an eşiniz yarışları takip ediyor. Siz İstanbul'dasınız. Ama yarışlar bittiğinde...

Eşimle hafta sonları İtalya'daki evimizde buluşuyoruz. Eşim bana işimden memnun olup olmadığımı sordu. Ben de memnun olduğumu söyledim. O da işini bırakmaya karar verdi. Çünkü görüşmek çok zor oluyordu. Kariyerini değiştirmeye karar verdi. Türkiye olmasa bile ya daha yakın bir yere gelecek ya da sürekli Formula 1 yarışlarını takip etmeyeceği bir işe girecek.

- Bir röportajınızda güzellik yarışmalarında aldığınız derecelerin olumsuz yönlerinden bahsetmiştiniz...

Evet. Bu yarışmalardaki derecelerim ismimin önüne manken sıfatı yapıştırılmasına neden oldu. Evet güzel bir kadınım ama güzellik yarışmasında derece elde ettim diye bu iş bana gelmedi. Ben bu işi hakkımla aldım. Ben 5 yıl kamera arkasında çalıştım. İşin mutfağını biliyorum. Manken yakıştırmasından çok rahatsızım açıkçası. Ama bu da mankenlerı sevmediğimden değil.

- Erkeklerin egemen olduğu bir sektörde bayan olmanın zorlukları var mı?

Ben bir zorluğunu görmedim. Spor camiasında bana yönelik olumsuz bir eleştiri veya bir yorum olduğunu görmedim şu ana kadar. Şu aralar gazetelerde bana karşı açılan bir savaş olmuş olsa bile sadece baş sayfalardan ibaret.

- Savaş olarak mı görüyorsunuz peki bu haberleri...

Evet savaş olarak görüyorum. Sebebini de biliyorum ama söyleyemem.

- Hangi takımı tutuyorsunuz?

Galatasaraylıyım.

"BENİM NE İŞİM VAR FB TV'DE"

- Peki FB TV'de çalışır mısınız?

Fenerbahçe TV'den bir teklif daha önce gelmişti. Ben de "Herkes benim Galatasaraylı olduğumu biliyor. Benim ne işim var Fenerbahçe TV'de" dedim. Biraz zor.

- Canlı maç anlatmak ister misiniz?

Banttan anlattım birkaç tane ama olmadı, yayınlanmadı. Çünkü Türk halkı şu an için hazır değil böyle bir duruma. Fransa'da var, İngiltere'de var... Türkiye'de bu işin bayanlar tarafından yapılması çok zor bence. Bir de bu işe seneleri veren spikerler gibi maça heyecan katacağıma inanmıyorum açıkçası. Ama özet görüntü olursa banttan onu anlatabilirim.
- CNN Turk ve NTV'deki sunuşlarınız arasında farklılıklar göze çarpıyor. İlk başlarda biraz tutuk gibiydiniz ama daha sonra açıldınız sanırım.
NTV bir insanın çalışabileceği en iyi yer. Medyadaki bazı yayın organları benimle çok fazla uğraştıkları için biraz tutuk olmam çok normal. Normalde hayatla çok barışık bir insanım ama böyle durumlardan etkilenmemek imkansız. Bunun yanı sıra stüdyoya, sisteme, yönetmene yabancısınız. İlk başta biraz yabancı kaldım, yerimi yadırgadım. Ama bu süreci çok çabuk atlattım.

- Her spiker hata yapıyor ama sadece sizinle mi uğraşıyorlar?

Bazı insanların benimle niye uğraştıklarını anlamıyorum. "Bir şey istediniz de olmadı mı?" diye internet sitelerinde birçok yorum var. Ama beni yıldıramazlar. İşimi çok seviyorum. Eşim bile benim işimi sevdiğimi öğrenip kendi işinden feragat etmişse gitsinler başkalarıyla uğraşsınlar diyorum sadece. Çünkü ben bu camiada kalmaya devam edeceğim.

- Genelde programınızda diğer spor programlarına nazaran gülücükleriniz ve mimikleriniz daha da bir ön planda. Bu programın bir formatı mı yoksa sizin tarzınız mı?

Bu benim tarzım. Herkesin bir tarzı olması lazım diye düşünüyorum. Birisi çok sade anlatır, biri çok heyecanlı anlatır, biri de gülerek anlatır. Ben haber sunmuyorum. Ben spor sunuyorum. Spor insanları mutlu olmasını sağlamak içindir. Sporu izlerken de spor yaparken de insanlar mutlaka mutlu olur. Bunu da somurtarak anlatmanın bir mantığı olduğunu sanmıyorum. Gülümsemek lazım...

"GALATASARAYLILAR BENİ TEBRİK ETTİ"

- Yaptığınız en büyük hata neydi?

En büyük hatam o 'iktidarsızlık' vakasıydı. Bazı internet sitelerinde 'Geri dönüp, özür dileme yeteneği bile yok' demişler. Şunu söyleyeyim asla geri dönmem. Spikerseniz geri dönmezsiniz. Haber de Aziz Yıldırım'ın adı bile geçmiyor. Komik olan bu. Bu haberi o gazete nasıl böyle yazdı bilmiyorum. Biliyorum da bilmiyorum. Bir de bu Türkçe'nin azizliğidir. Örneğin Recep Tayyip Erdoğan da iktidarda şu an. Bu kelime sadece bir erkek hastalığı için kullanılmıyor. Ben de yönetimden bahsediyorum; Aziz Yıldırım'dan değil.

Bir de çok komik bir olay var. Bu olaydan sonra Galatasaraylılar gelip elimi sıkıyorlar. Ben de yapmayın diyorum. Bu komik çünkü. Yaptığı hatayı fark etmedi bile diyen var ama ben fark etmiştim. Ama bir erkekten bahsediyor olsaydım gider özür dilerdim. Ama ben bir erkekten bahsetmiyordum. Bir kurumdan bahsediyordum.

- Programınız geç saatte başlıyor ve bitiyor. Gününüzü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben düzenli olarak spor yapıyorum. Hafta içi 4 gün spor yapıyorum. Her sabah 7:00-7:30 gibi kalkıyorum. Çok arkadaşım var gece eve 1:00'de gidip, öğlene kadar uyanamayan. Ama ben az uyumayı tercih eden bir insanım. Gündüz yaşamayı çok seviyorum, daha gencim, uyuyarak geçiremem zamanımı. Evde oturup sabah programlarını seyredeceğime spor yapıyorum veya dışarı çıkmayı tercih ediyorum. Evli bir kadın olarak da oradan oraya gideceğime zamanımı spor salonlarında geçiriyorum.

- Hangi futbolcuları beğeniyorsunuz?

Eşim mesela Alessandro Del Piero'yu beğeniyor. Karakter açısından son derece mükemmel olduğunu söylüyor ama ben Thierry Henry ile Cristiano Ronaldo'nun futbolunu beğeniyorum.

- Teşekkürler Burcu Esmersoy


Röportaj: Ahmet Sivaslı
Foto: Emre Güneş
Kaynak : Sporx.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder